yaralama suçu

Yaralama Suçu

Kasten yaralama suçu, bir kişinin diğerinin vücudunun bütünlüğüne karşı kasti bir fiil ile haksız
şekilde müdahale etmesidir. Kasten yaralama suçunu işleyen kişiye, TCK uyarınca bir yıldan üç
yıla kadar hapis cezası verilmektedir. Ancak kanunda, suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli
halleri de sıralanmış, bu nitelikli hallerin gerçekleşmesi neticesinde suçu işleyen faile verilecek
ceza da arttırılmıştır. Aynı şekilde kasten yaralama suçu, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek
düzeyde ise TCK’da belirtilen cezadan daha hafif bir ceza verilmesi kanunda belirtilmektedir.
Basit tıbbi müdahale ile tedavi edilebilecek düzeyde yaralama suçları ise mağdurun şikayetine
bağlanmış olup, kamu davası açılmasını gerektirmemektedir. Hak kaybına uğramamak adına her durumda alanında uzman bir ceza avukatından hukuki danışmanlık almanız gerekmektedir.


Kemik Kırılması Halinde Ceza Artar mı?


Kasten yaralama suçunun nitelikli hallerinden birisi olan organ kaybı hallerinde, verilecek temel
ceza yarısı oranında arttırılacaktır. Bu bağlamda bir kişinin kemiğinin kırılması, eğer ki kişide
dönüşü olmayan fiziki hasarlar bırakacaksa bu organ kaybı olarak sayılacak ve temel cezada
arttırıma gidilecektir. Ancak kemik kırılması hayati fonksiyonlara ya da organ kaybına neden
olmayacaksa, fail hakkında temel ceza üzerinden hüküm kurulacaktır.

İlgili Yazı: Ehliyetsiz Araç Kullanmanın Cezası


Kasten Yaralama Neticesinde Ölüm Meydana Gelmesi


Kasten yaralama suçu, bazı hallerde failin ölümü ile sonuçlanabilmektedir. Burada bakılması
gereken husus, failin hangi saik ile fiili gerçekleştirdiğidir. Eğer yalnızca yaralama amacı ile bir
fiil gerçekleştirilmiş ve kişi hayatını yitirmiş ise burada fail hakkında, neticesi sebebiyle neticesi
sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu üzerinden hüküm kurulacaktır.


Kasten Yaralamanın İhmali Davranışla İşlenmesi


Kasten yaralama suçu ihmali olarakta gerçekleşebilmektedir. Burada fail, yapması gereken bir
şeyi yapmayarak, bir kişinin yaralanmasına neden olmaktadır. Bu tür durumlarda fail hakkında
verilecek ceza, temel cezanın üçte ikisi kadar olmaktadır. Bu anlatımlar genel olmakta, her olaya
özgü durum ve şartlardan bağımsızdır.

İlgili Yazı: Hırsızlık Suçu

Kasten Yaralama Suçu ve Haksız Tahrik İndirimi


Haksız tahrik TCK’da düzenleme altına alınmıştır. Buna göre failin haksız tahrik indiriminden
yararlanması için, mağdurun gerçekleştirdiği bir fiilden dolayı; elem, üzüntü, öfke gibi hislere
kapılması ve bu hislerin etkisi ile kasten yaralama suçunu işlemesi gerekmektedir. Haksız tahrik
indirimi sabit bir ceza oranında indirim anlamına gelmemektedir. Haksız tahrik oranına göre
temel cezada indirime gidilmektedir. Buna göre faile, 1/4 oranı ile 3/4 oranında indirim
uygulanacaktır. Diğer bir anlatımla daha ağır bir haksız tahrike maruz kalan faile, 3/4 oranında
indirim uygulanacakken daha hafif bir tahrik altında olan faile 1/4 oranında ya da daha farklı bir
oranda indirim uygulanacaktır. Daha detaylı bilgi edinmek için Ankara Ceza Avukatından destek alabilirsiniz.

İlgili Yazı: Cinsel Saldırı Suçu
ehliyetsiz araç kullanmanın cezası

Ehliyetsiz Araç Kullanmanın Cezası

Ehliyetsiz araç kullanmanın cezası alabileceğini biliyor muydunuz? Evet! Trafik duraklarının çoğu hız ihlalleri için olsa da, bunlar ayrıca lisansların askıya alınmasına ve cezalara neden olabilir. Bu sonuçlar, “düzeltilmiş biletler”den hapis cezasına (ve ayrıca araca el koyma veya doğrudan kaldırma) kadar değişebilir. Ehliyetsiz araç kullanmanın cezasının ne olduğunu anlamak, mevcut sürüş durumunuzu değerlendirmenize yardımcı olacaktır.

Başlamanız gereken ilk yer yerel polis departmanınızdır. Çoğu bölgede, ehliyetsiz araç kullandığınız için bir alıntı veya uyarı alırsınız. Hatta bazı yargı bölgeleri, bilete borçlu olunan tutarı ödeyene kadar veya diğer gereklilikler karşılanana kadar lisansınızı askıya alabilir. Birçok insan New York’ta ehliyetsiz araç kullanmanın cezasının oldukça ciddi olabileceğinin farkında değil. Çoğu zaman insanlar trafik cezası itiraz için mahkemesinde sadece hakimin cezalarını iade etmesini veya başka düzenlemeler yapmasını sağlamak için günlerini geçirir.

Kontrol etmeniz gereken ikinci yer, eyaletin Motorlu Taşıtlar Departmanı’dır (DMV). Askıya alınmış bir lisans, cezai suçlamalara veya ücretlere neden olmak için yeterli değildir. Ağırlaştırılmış bir lisanssız işletme ücretiniz varsa, hapis cezası da alabilir veya ek para cezaları ödemeniz gerekebilir. Bu, özellikle, ihlaliniz sarhoşken çalışmak veya boyun eğmemek gibi daha ciddi bir ihlalse geçerlidir.

Ankarada’ta ehliyetsiz araç kullanmanın cezasıyla ilgili endişeleriniz varsa, ehliyetiniz askıya alınmadan önce DMV ile iletişime geçmelisiniz. Lisansınızın askıya alınıp alınmadığını size söyleyebileceklerdir. Ayrıca, size hangi para cezaları veya suçlamalarla karşı karşıya kalacağınızı da söyleyebileceklerdir. Ancak, askıya alınmış bir lisansın, eski durumuna getirilene kadar bir aracı yasal olarak kullanamayacağınız anlamına geleceğini unutmayın.

İlgili Yazı: Uyuşturucu Kullanma Suçu

Yasayı ihlal etmenin cezaları, ihlalin türüne bağlıdır. Maksimum 500$ para cezası ve/veya ehliyeti askıya alınan bir kabahat cezası alabilirsiniz. Diğer ihlaller arasında, devlet hapishanesinde 15 yıla kadar hapis ve ek bir para cezasına çarptırılabilecek ağır bir mahkûmiyet sayılabilir. Birden fazla suçtan hüküm giydiyseniz, birden fazla ihlal meydana gelir.

Olası para cezaları ve hapis cezasına ek olarak, ehliyetsiz araç kullanmaktan ceza alan sürücülerin kayıtları bir süreliğine askıya alınacak. Bu askıya alma süresi boyunca araç kullanmalarına izin verilmez. Bazı durumlarda, sürücülerin uzaklaştırma süreleri sona ermeden derslere katılmaları gerekecektir. Ciddi durumlarda, sürücülerin ehliyetleri tamamen askıya alınacaktır. Bu durumdaysanız, lütfen hemen DMV’yi arayın ve bir trafik görevlisiyle konuşun.

Herhangi bir sürüş suçundan, hatta bir kabahatten hüküm giydiyseniz, bu sürücü sicilinizde kalacaktır. Bu nedenle, atıf aldıktan veya bir suçtan hüküm giydikten sonra araba kullanmamalısınız. Ek olarak, tekrarlanan suçlar için daha sert cezalarla karşılaşabilirsiniz. Örneğin, kasıtlı ihlaller için üç günlük askıya alınmış bir lisans almak, derhal askıya alınmaya neden olacaktır.

Daha önce sabıka kaydınız varsa, daha ağır cezalarla da karşılaşabilirsiniz. Örneğin, ciddi bir ihlal için bir yıllık askıya alınmış lisans almak, üç yıla kadar devlet hapis cezası ile cezalandırılabilir. Bir sürücü olarak yasalara uymanız önemlidir. Gerekli tüm yasalara uymazsanız, ciddi sonuçlarla karşılaşabilirsiniz.

Askıya alınmış bir lisans kendi başına mutlaka bir suç mahkûmiyeti anlamına gelmez. Ancak bu, ilk derece mahkemesinde hazır bulunmanız gerektiği anlamına gelir. Daha önce bir sabıka kaydınız varsa ve daha önce bir DUI suçundan hüküm giydiyseniz, yine de bir kabahat suçlamasıyla karşı karşıya olabilirsiniz. Bazı durumlarda, alkollü araç kullanmaktan birden fazla mahkumiyetiniz varsa, bir yıla kadar hapis cezasına çarptırabilirsiniz.

Ehliyetsiz araç kullanmanın cezaları çok ciddi olabilir. Polis memurunun belirttiği şartlara ve yönergelere uymazsanız, bir kabahat almanız olasıdır. Kabahatler sadece para cezası ile cezalandırılırken, ağır suçlar hem para cezası hem de hapsetme ile cezalandırılabilir. Bir kabahatle karşı karşıyaysanız, mahkemeye gitmeden önce bir Ankara ceza avukatı ile görüşmelisiniz. Hapisten veya hapisten çıkmanıza yardımcı olabilecek birkaç iyi savunma avukatı var.

İlgili Yazı: Cinsel Saldırı Suçu

Kısa bir süre içinde süresi dolmuş bir ehliyetle sürüş için birden fazla ihlal alırsanız, cezalar çok ciddi olabilir. Askıya alınmış bir lisans, para cezaları ve hatta hapis cezası ile sonuçlanabilir. Bu nedenle, ihlallerinizle hangi cezaların ilişkili olduğunu bilmeniz çok önemlidir. Haklarınızın korunduğundan emin olmak için hakim karşısına çıkmadan önce bir avukatla konuşun.

Ehliyetsiz Araç Kullanma Cezası Ne Kadar

Ehliyetsiz araç kullanmayı düşünüyorsanız, bu makale size yardımcı olacaktır. Aslında bazı eyaletler ehliyetsiz araç kullanmaya izin vermezken, diğer eyaletler ehliyetsiz araç kullanmayı çok kolaylaştırıyor ve bunun için ehliyet ibraz etmenize bile gerek yok. Peki ehliyetsiz araç kullanmanın cezası ne kadar? Pekala, yıllık bazda, bazı eyaletlerde birkaç yüz dolar kadar küçük bir miktarla kaçabilirsiniz. Ancak yakalanırsanız, en az birkaç yüz dolar veya muhtemelen daha fazla ödemeyi bekleyin.

Öğrenci ehliyeti veya ehliyeti olan bir sevdiğiniz varsa ve ehliyetsiz araç kullanmaya çalışırsanız ne olur? Hakime giderseniz, oldukça büyük bir para cezası verilmesini beklersiniz. Yakalanırsanız, en az iki bin dolar para cezası ve olası hapis cezası ödemeyi bekleyin. Bu nedenle, ehliyetiniz varsa, yine de araba sürebileceğinizi, ancak çok para ödemeyi umabileceğinizi unutmayın.

Tabii ki, muhtemelen bunu saldırgan bir yasadan ziyade trafik ihlallerinin cezası olarak düşünüyorsunuz. Bu yüzden ehliyetsiz araba kullanmanın cezasının ne kadar olduğunu düşündüğünüzde muhtemelen kaybedeceksiniz. Yakalanırsanız, çok daha fazla para cezası ve hatta belki hapis cezası ile uğraşmak zorunda kalabilirsiniz. Ehliyet yoksa para yok, araba yok, hiçbir şey yok.

İlgili Yazı: Hırsızlık Suçu

Ehliyetsiz Araç Kullanma Cezası İptali

Birçok sürücü için, ehliyetinizi ehliyetsiz olarak nasıl iptal edebileceğiniz sorusu yaygın bir sorudur. Hayalinizdeki arabayı almaya karar verir ve test sürüşüne çıkarsanız ancak bir anda ehliyetinizin olmadığını anlarsanız ne yapardınız? Yine de arabayı sürebilecek misin? Ya da belki, ehliyeti almak için gayretli olsaydınız, yine de başka bir acente ile yenileyebilir ve uzaklaşabilirsiniz. Gerçek şu ki, ABD’deki tüm eyaletlerin sürücü ehliyetleriyle ilgili kendi yasaları olduğundan ve ehliyet olmadan bir ehliyetin iptal edilip edilemeyeceği bir dizi faktöre bağlı olabileceğinden, bunun basit bir cevabı yoktur.

Birçok eyalette ehliyetinizi iptal etmek için DMV’ye (Motorlu Araçlar Dairesi) gitmeniz ve ehliyetinizin olmadığına dair bir belge imzalamanız gerekir. Bazı durumlarda, bulunduğunuz eyaletteki yasalara bağlı olarak, birkaç saatten tam bir yıla kadar sürebilen geçici bir lisans almak mümkün olabilir. İptal, aynı zamanda, verim alamama, dikkatsiz sürüş, birden fazla DUI mahkumiyeti, birden fazla park cezası, uyuşturucu suçları ve etki altında araç kullanma gibi bir trafik ihlaline karıştıysanız da gerçekleşebilir.

Ehliyetinizin iptaline neden olabilecek diğer nedenler arasında daha önce kaza sonucu elde edilen trafik ihlalleri veya sürüşle ilgili yasaların ihlali sayılabilir. İlk kez suçlu olması durumunda ceza, askıya alınmış bir lisans olabilir, ancak çoğu durumda durum böyle değildir. Tekrar tekrar DUI veya DWI suçları işleyenler için, askıya almanın tam ehliyete kadar uzatılması çok yaygındır. Ehliyetinizin askıya alınmasının nedenleri ne olursa olsun, onu geri alma süreci genellikle kolay değildir ve yapılacak en iyi şey bu tür davalarda uzmanlaşmış deneyimli bir Ankara trafik kazası avukatı ile konuşmaktır.

Hırsızlık Suçu

Hırsızlık Suçu

Hırsızlık suçunu işlemenin birçok yolu vardır ve bunlardan herhangi biriyle suçlanabilirsiniz. Hırsızlık suçunun en yaygını, başka bir kişinin en az 1.500 TL değerindeki mülkünü çalmak olan basit hırsızlıktır. Bu suç genellikle bir kabahat olarak kabul edilir, yani bir yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilir. Çalınan malın değeri 1.500 dolardan fazlaysa, suç, büyük hırsızlık suçu olarak kabul edilecek ve bu durumda on yıldan fazla hapis cezasıyla cezalandırılacak.

Hırsızlık suçu, bir sonraki en yaygın hırsızlık suçu türüdür ve kabahat veya suç olarak suçlanabilir. Kanuna ayrı bir suçlama olarak “soyguna” izin veriyorsa, ağırlaştırılmış kabahat veya ağır suç olarak suçlanabilir. Hırsızlık veya büyük hırsızlıkla suçlandığında cezalar daha da ağırlaşıyor. Ciddi hırsızlık veya büyük hırsızlık suçlamalarıyla karşı karşıyaysanız, hemen deneyimli bir Ankara ceza avukatına danışmalısınız.

Küçük hırsızlık suçu da kabahat veya ağır suç olarak sınıflandırılır. Soygun veya büyük hırsızlığın aksine, Petit hırsızlık otomatik bir hapis cezası değildir. Bunun yerine, bu tür bir suçla karşılaşan ilk kez suç işleyenlerin toplum hizmeti yapması, toplum hizmeti yapması, para cezası ödemesi, mahkeme kararıyla danışmanlık hizmetine katılması ve denetimli serbestlik içinde olması gerekebilir. Sanık, cezasının belirli bir süresi içinde başka bir hırsızlık suçunu işlerse ek cezaya tabi tutulabilir.

Başka bir hırsızlık suçuna hırsızlık denir. Hırsızlık, bir eve veya başka bir güvenli binaya yasa dışı giriştir. Bu suçu işleyen bir kişi, başka birinin evine girmeye çalışırsa ek ceza alabilir. Hırsızlık şiddet içermiyorsa, genellikle mağdur için herhangi bir maddi kayıp içermez.

Hırsızlığın bir başka türü de “ilgili suçlar”dır. Bunlara hırsızlık, büyük hırsızlık suçu, kundakçılık, uyuşturucu bulundurma ve diğer birçok suç dahildir. Hırsızlıkla ilgili herhangi bir suçla itham ediliyorsanız, mümkün olan en kısa sürede deneyimli bir avukatla görüşmeniz çok önemlidir. Diğer bazı suç türlerinin aksine, hırsızlık suçlamaları genellikle önemli cezalar taşır. Bölgenizdeki yasalar hakkında her şeyi bilen biri tarafından temsil edilmeniz önemlidir.

İlgili Yazı: İftira Suçu

Zimmet bazen ayrı bir hırsızlık suçu türü olarak düşünülse de aslında bir tür beyaz yakalı suçtur. Zimmetine para geçirmede, bir kişi başka bir kişinin malını tazminatsız olarak alır. Bu tür zimmete para geçirme genellikle bir çalışanın şirket mülkünü çalmasını içerir. Mülk için kullanılan para mülk sahibine değil, çalışana gitmelidir. Bu, birkaç yüz dolardan milyonlarca dolara kadar değişebilir. Zimmetine para geçirmekle suçlanan insanlar genellikle büyük para cezaları ve hatta hapis cezasıyla karşı karşıya kalıyor.

Bu diğer suçlardan herhangi biriyle suçlandıysanız, hemen deneyimli bir Ankara hırsızlık suçu avukatıyla iletişime geçmeniz önemlidir. Hırsızlık, büyük hırsızlık, birinci dereceden hırsızlık, ikinci dereceden hırsızlık, büyük hırsızlık, araba hırsızlığı, hırsızlık suçu komplosu, büyük hırsızlık komplosu vb. dahil olmak üzere her türlü ağır hırsızlık suçlamasını içerir. Suçlar arasında cinayet, cinayete teşebbüs, bir çocuğu dövmek veya istismar etmek, tecavüz, oğlancılık, cinsel saldırı, adam kaçırma, kundaklama, soygun, vur kaç gibi çok ciddi suçlar bulunur. Bir suç 10 yıla kadar bile çıkabilir. Küçük suçlar bile büyük cezalar gerektirir, örneğin bir yıl hapis cezası gibi.

Hırsızlık suçu, özellikle alınan eşyalar 5000 TLden fazlaysa, genellikle diğer hırsızlık suçunun bir parçası olarak dahil edilir. Bununla birlikte, büyük hırsızlık suçu yalnızca alınan eşyalar gerçek nakit veya para birimi ise geçerlidir. Diğer hırsızlık türleri arasında mücevher ve elektronik gibi eşyaları içeren perakende hırsızlık ve sokak sokak hırsızlık sayılabilir. Sokak sokak suçları, büyük hırsızlık suçlamalarından daha az yaygın olsa da, yine de oluyor ve çok farklı muamele görüyorlar. Bir hırsızlık avukatı, seçeneklerinizi ve özel durumunuz için maksimum cezaların ne olduğunu anlamanıza yardımcı olabilir.

İlgili Yazı: Uyuşturucu Kullanma Suçu

Nitelikli Hırsızlık Suçu

Tüm hırsızlar aynı düzeyde suç faaliyetinde bulunmazlar ve nitelikli hırsızlık suçu olarak nitelendirilebilecek hırsızlık suçu için geliştirilmiş çeşitli yöntemler vardır. Bazı hırsızlar hırsızlık yapmak için bıçak veya silah gibi bir silah kullanırlar. Nitelikli hırsızlığın diğer biçimleri arasında, çalışanlar tarafından bir işyerinden para veya mücevher gibi değerli ürünlerin çalındığı durumlar yer alır. Bununla birlikte, bazı nitelikli vakalar, mülk sahibi olmayan bir birey veya aile üyesi tarafından evden çalınmasını içerir. Bu hırsızlık bakımından en çok çalınan eşyalar arasında giyim, yatak, elektronik, mücevher ve diğer kişisel eşyalar yer alır.

Çoğu durumda, bu suçun mağdurlarının adaleti sağlamak için davalarını yerel kolluk kuvvetlerine bildirmeleri gerekmektedir. Mağdur, şüpheliye karşı suçlamada bulunamaz. Herhangi bir suçlamada bulunulmazsa, mağdur, bir çalışanın veya bir aile üyesinin çalınması sonucunda uğradığı zararların tazmini konusunda şikayetçilere yardımcı olmak üzere tasarlanmış bir kuruluşta çalışabilir. Böyle bir kuruluş, etkili bir tövbe politikası belirlemeye yardımcı olmak için şikayetçilerle birlikte çalışacak ve söz konusu işletmenin itibarını geri kazanmak için en uygun hizmetleri önerecektir.

Nitelikli hırsızlık suçunun koşulları ne olursa olsun, mağdurların durumlarının kontrol altında olup olmadığını belirlemek için kolluk kuvvetlerine danışmaları teşvik edilir. Bu bilgi aynı zamanda şikayetçilere nitelikli hırsızlık ve ceza adaleti sistemi hakkında kendilerinden daha fazla bilgiye sahip bir temsilci ile konuşma fırsatı da sağlayacaktır. Bir şikayetin geçerliliğine karar vermek için hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın, mağdurların davalarıyla ilgili herhangi bir işlem yapmadan önce eğitimli bir avukatın tavsiyesine başvurmaları teşvik edilir.

İlgili Yazı: Cinsel Saldırı Suçu

Hırsızlık Suçunun Para Cezasına Çevrilmesi

Ankara’da hırsızlık suçu ve hırsızlıkla ilgili yasaya, suçların ilk komisyondan sonra hırsızlığa dönüştürüldüğü (dönüşüm otomatik olarak gerçekleşir) dolandırıcılık denir. Ankara’da hırsızlık suçu kapsamında, bir kez hırsızlık yaptığınızda ve bir başkası kayıp veya hasardan muzdarip olduğunda, bir kabahatle suçlanabilirsiniz (eğer ihlalle suçlanan başka kimse yoksa). Suç mahkûmiyetinde ise bir yıldan iki yıla kadar ilçe hapis cezası veya bin dolara kadar para cezası alabilirsiniz. Suçlar, bir yıldan üç yıla kadar devlet hapis cezası ile cezalandırılır.

Hırsızlık mahkumiyeti “ağırlaştırılmış” bir suçlama olarak kabul edilir, bu da suçlamaların bir jüri duruşmasında denenmesi gerektiği anlamına gelir. Bir sanık suçlu bulunursa, hakim onun tutuklanması için mahkeme emri çıkartabilir ve bu da davalının derhal polise teslim olmasını gerektirir. Davalının planlanan duruşmaya gelmemesi durumunda yargıcın ek bir para cezası vermesi de mümkündür. Hakim bir mahkeme emri çıkarırsa, davalının mahkemenin yargı yetkisi dahilinde polise teslim olması gerekir.

Ancak, Ankara’nın hırsızlık suçu ve hırsızlık versiyonunun yalnızca “hizmet hırsızlığı” ve “kötü amaçlı yazılım” içeren “hırsızlık ve hırsızlığı” içerdiği belirtilmelidir. “Hizmet hırsızlığı”, bir bilgisayar sistemi üzerinden yetkisiz işlemlerle sonuçlanan ticari hırsızlık veya dolandırıcılık anlamına gelir. “Kötü amaçlı yazılım”, sahibinin izni olmadan bir bilgisayara yüklenen yazılımdır. Bu tür bir ihlalin bir suç olarak cezalandırılabilmesi için, sanığın temeldeki suçu işlemeye niyetli olduğunun kanıtlanması gerekir.

Hırsızlık suçunda detaylı bilgi edinmek ve hukuki yaptırımının tayini konusuna açıklık getirmek için kaynak yazıyı okuyabilirsiniz.

cinsel saldırı suçu

Cinsel Saldırı Suçu

Cinsel taciz, cinsel saldırı ve cinsel istismar suçunun ispatlanması hususu, suçun mahiyeti gereğince çok tartışmalı bir konu olmaktadır. Fakat Yargıtay içtihatlarında, bahsi geçen suçların ispatlanması konusunda birtakım kriterler getirmiştir. Yargıtay tarafından belirlenen bu olgular ise şu şekildedir;

Şikayetçi olan suçun mağdurunun şikayetini dile getirme süresi


Yargıtay, cinsel saldırı suçuna ilişkin olarak şikayetin, makul bir sürede yapılması gerektiğini dile getirmektedir. Ancak takdir edilir ki makul süre olaydan olaya değişiklik gösterebilmektedir. Bu konudaki Yargıtay kararı için;

Katılanın, olayın meydana gelmesinden üç gün sonra şikayetini dile getirmesi, sanığın, camide yaşanan olay nedeniyle arada husumet bulunmasından dolayı suç isnadında bulunulduğu yönündeki savunması, mahkemece katılana ilişkin yapılan gözlem, tanık polis memuru İlhan …‘ın duruşmada katılanın psikolojik durumu hakkındaki beyanı ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, katılanın başka delille desteklenmeyen beyanları dışında, sanığın atılı (basit cinsel saldırı) suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir. ( Y 14C.D-K.2019/11624 )

İlgili Yazı: Cinsel İstismar Suçu

Suçun mağdurunun sanığı tanıyıp tanımadığı


Yargıtay’ın kabulüne göre cinsel saldırı suçunun mağduru, sanığı olay gerçekleşmeden önce tanımıyorsa mağdurun beyanına daha bir önem verilmelidir. Türk hukuku, cinsel suçlar bağlamında mağdurun tarafından olmaktadır. Bu bakımdan mağdurun beyanı esas ilkesi kabul görmektedir. Eğer suçun faili ya da mağduru olan kişi, alanında uzman bir Ankara ceza avukatı meslektaşlarımızdan destek almaz ise hak kayıpları ve ağır sonuçlarla karşı karşıya kalma ihtimalleri yüksektir. Bu konudaki Yargıtay kararı için;

Olaydan önce tanımadığı sanığa kendi onur ve namusunu ilgilendiren bir konuda iftira atması için geçerli sebep bulunmayan mağdurenin, özünde değişmeyen samimi anlatımları, teşhis tutanağı, tanık … ve müşteki … aşamalarda değişmeyen, tanık … olayın sıcaklığı ile alınan samimi beyanları ve tüm dosya kapsamı karşısında; sanığın olay günü okuldan çıkıp yürümekte olan mağdurenin karşısına çıkarak bacaklarını okşamak şeklinde gerçekleşen eylemi nedeniyle TCK.nın 103/1. maddesi gereğince cezalandırılması gerekirken oluşa uygun olmayan gerekçeyle beraatine karar verilmesi, bozma nedenidir ( Y 14 C.D- K.2014/7982 ).

İlgili Yazı: İftira Suçu

Fail ile mağdur arasında bir husumetin varlığı


Fail ile cinsel saldırı suçunun mağduru arasında, olay gerçekleşmeden önce bir husumetin varlığı, olayın aydınlatılması bakımından araştırılmalıdır. Eğer taraflar arasında bir husumet bulunuyorsa, Yargıtay, mağdurun cinsel taciz, cinsel saldırı veya cinsel istismara maruz kaldığına ilişkin beyanını yeterli görmemektedir. Husumet ile anlatılmak istenen ise her türlü insan ilişkisi olabilir. Özellikle, geçmişte tarafların arasında geçmiş ve halen çözülmemiş sorunlar dikkate alınacak türden husumettir. Bu konudaki Yargıtay kararı için;

Mağdureler ile sanık arasında husumet bulunduğunun ve tarafsız tanığın görgüye ilişkin herhangi bir beyanının olmadığının tüm dosya içeriğinden anlaşılması karşısında, katılanın soyut iddiası dışında sanığın mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil olmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı şekilde hüküm tesisi, bozma nedenidir ( Y 14 C.D- K. 2019/11339).

İlgili Yazı: Uyuşturucu Kullanma Suçu

Mağdurun beyanlarının tutarsız olması


Yargıtay’ın kabulüne göre cinsel saldırı suçunun mağduru kimsenin olayı betimlemesi ve sunduğu hikayesi, hayatın olağan akışına ve mantık kurallarına uygun olmalıdır. Aynı zamanda bahsi geçen beyanlar, yargılamanın tüm aşamalarında uyumlu olmalıdır. Yargıtay; biri biri ile çelişki içerisinde olan, hayatın olağan akışına ve mantığa ters düşen ve tereddütte bırakacak beyanları dikkate almamaktadır. Bu beyanlar, aynı zamanda delil olarakta kabul edilmemektedir. Bu konudaki Yargıtay kararı için;

Yargılama sırasında şikayetinden vazgeçen mağdurenin çelişkili ve tutarsız beyanları, savunma, mağdure tarafından kovuşturma evresinde kabul edilen yazışma içerikleriyle sanık müdafisinin temyiz dilekçesi ekinde yer alan yazışma muhtevasının mağdurenin soruşturma evresindeki beyanına aykırı oluşu ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında sanığın, mağdurenin rızası dışında konutuna girerek cinsel ilişkide bulunduğuna dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmayıp, mevcut haliyle mağdureye gönderdiği tespit edilen mesaj içerikleri nedeniyle eyleminin kül halinde tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyeti hükümleri kurulması, bozma nedenidir ( Y 14 C.D- K.2019/11684 ).

Mağdurun beyanı, uzmanlarca oluşturulan teknik nitelikteki deliller ile çelişmemelidir


Mağdurun yapacağı beyan; adli tıp raporu gibi olayı teknik boyutta ve kesin vakıalarla ispatlayan deliller ile çelişmemelidir. Kesin ve bilimsel veriler ile çelişen beyanlar dikkate alınmayacağı için delil sayılmayacaktır. Bu konudaki Yargıtay kararı için;

Suça sürüklenen çocuk müdafiin mağdura yönelik nitelikli cinsel saldırı eyleminde bulunulduğuna yönelik tanık beyanı olmadığına, alınan rapora göre mağdurun beyanlarına itibar edilemeyeceği belirtilmesine rağmen, mağdurun beyanı esas alınarak mahkumiyet hükmü kurulmasının dosya kapsamına uymadığına, mağdurda fiili livata izine rastlanmadığına, suça sürüklenen çocuk aleyhine delil bulunmadığına dair temyiz itirazları yerinde görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 302/1. maddesi uyarınca TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİNE ( Y 8 C.D- K.2019/14536 ).

Mağdurun yaptığı beyan somut olmalıdır


Mağdurun, suça ilişkin yaptığı beyan, somut olgulara dayanmalıdır. Aksi halde mağdurun yapacağı soyut beyanlar dikkate alınmayacak ve bu sebeple de sanık beraat edecektir. Bu konudaki Yargıtay kararı için;

Olayın intikal şekli ve süresi, katılanın beyanları ile savunmaya göre sanık ile katılanın 24.10.2013 tarihinde evlenmesinin ardından yaşanan geçimsizlik nedeniyle bir süre sonra ailesinin yanına dönen katılanın 24.04.2014 günü sanığın kendisiyle zorla ilişkiye girdiğini iddia ederek şikayetçi olması, aşamalardaki ifadelerinde cinsel ilişkilerin zorla gerçekleştiğine dair anlatımlarının zorun ne şekilde olduğuna yönelik tarifleme içermeyip, soyut nitelikte bulunması ve tüm dosya içeriği nazara alındığında sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, ( Y 14 C.D- K.2019/10529 ).

Mağdurun olay gerçekleştikten sonra hemen üçüncü kişilere anlatması


Mağdurun, olay gerçekleştikten sonra zaman kaybetmeden üçüncü kişilere bu durumu açıklaması ve olayın anlatıldığı üçüncü kişilerin tanıklık etmesi, ispat açısından önemli bir husustur. Bu konudaki Yargıtay kararı için;

Ceza muhakemesi hukukuna göre, yargıç karar aşamasına hükmünü kesin bir yargıya dayandırmalıdır. Mahkeme hükmü olasılıklar üzerine bina edilemez. İspatın tam olmadığı hallerde “şüpheden sanık yararlanır ilkesi geçerlidir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na göre, “kuşkudan sanık yararlanır” kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine baglıdır. Gerçeklesme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamıs olaylar ve iddialar sanıgın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz.

Ceza mahkumiyeti, yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak ve diger bir kısmı gözardı edilerek ulaşılan olası kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve baska türlü bir olusa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir. O halde ceza yargılamasında mahkûmiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır. Adli hataların önüne geçilebilmesinin başka bir yolu da bulunmamaktadır. ( Y CGK- K.2011/171 )

uyuşturucu kullanma suçu cezası

Uyuşturucu Kullanma Suçu

Uyuşturucu kullanma suçu, Türk Ceza Kanununun topluma karşı suçlar başlığı altında düzenleme alanı bulmuştur. Burada kanun koyucunun nihai amacı; toplum sağlığını ve sıhhatini korumak, toplumsal huzurun bozulmasının önüne geçmektir. Çünkü uyuşturucu kullanma suçu, niteliği itibari ile toplumdaki çürümenin tabana yayılmasını ve dönülmez sonuçlarla karşı karşıya kalmamıza neden olacaktır. Dolayısı ile uyuşturucu kullanma suçu ile korunan hukuki yarar toplumun düzeni ve daha da önemlisi sağlığıdır. Uyuşturucu kullanma suçu kanunda şu şekilde hüküm altına alınmıştır;

Uyuşturucu kullanmak gayesi ile ilgili maddeyi satın alan, kabul eden, bulunduran kişi iki yıldan beş yıla kadar süreli hapis cezası ile cezalandırılacaktır.

Açık ve net bir şekilde anlaşılacağı üzere uyuşturucu maddeyi; satın almak, kabul etmek ve bulundurmak suçun işlendiğinin kabulünü ortaya çıkartacaktır. Türk Ceza Kanunu kapsamında bu suç, yalnızca doğrudan kast ile işlenebilmektedir. Bunun açıklaması ise; kişinin kullanma saiki ile bu maddeleri temin ettiğidir. Aksi durumda ise uyuşturucu madde ticareti suçu gündeme gelecektir. Sonuç olarak bu suçun olası kastla ya da taksirle işlenmesi söz konusu değildir. Diğer bir husus ise kanun koyucu seçimlik hareketlerden bahsetmiştir. Satın almak, kabul etmek, bulundurmak… Bu sebeple de seçimlik hareketlerden birisinin gerçekleşmesi ile suç tamamlanmış olacaktır. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki farklı hareketlerin aynı anda gerçekleşmesi halinde de yine tek bir suçun varlığı kabul edilecektir.

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanmak Suçunun Cezası Nedir?

Uyuşturucu kullanma suçu, kanunda çok açık bir şekilde hükme bağlanmıştır. Buna göre kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde temin eden, kabul eden ya da bulunduran kişi 2 yılan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır.

İlgili Yazı: İftira Suçu Cezası

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanmak Suçunda Daha Ağır Cezayı Gerektiren Nitelikli Hal

Uyuşturucu kullanma suçunun nitelikli hali yine Türk Ceza Kanunu çerçevesinde düzenlenmiştir. Buna göre bu suçun; okul, yurt, hastane, kışla ya da ibadethane benzeri topluca faaliyet yürütülen yerlerin sınırlarına 200 metreden yakın bir mesafede işlenmesi halinde verilecek olan ceza yarı oranında arttırılarak hüküm kurulacaktır.

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanmak Suçunda Etkin Pişmanlık

Uyuşturucu kullanma suçunda etkin pişmanlık, Türk Ceza Kanunu madde 192/2’de düzenlenmiştir. Bu madde metnine göre; Kişi uyuşturucu maddeyi satın aldıktan sonra, maddeyi temin eden kişiyi kolluk güçlerine bildirdiği takdirde hakkında cezaya hükmolunmayacaktır.

İlgili Yazı: Ankara Uyuşturucu Avukatı

Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanmak Suçunda Görevli Mahkeme

Uyuşturucu kullanma suçu bakımından kanun özel olarak görevli bir mahkeme tayin etmemiştir. Bu sebeple bu suça ilişkin davalar, suçun cezasının miktarı bakımından Asliye Ceza Mahkemelerinde görülecektir. Hapis cezasını gerektirecek her suç, niteliği itibari ile kişinin hayatında büyük değişikliklere neden olabilmektedir. Bu sebeple de hem maddi hem de manevi açıdan üzerine dikkatle gidilmesi gereken bir husustur. Kişilerin bireysel olarak kendilerini savunmaları da çok yüksek ihtimalle hak kayıpları yaşamalarının önünü açacaktır. Ankara ceza avukatı olarak sunduğumu hizmet neticesinde ise müvekkillerimiz, hak kayıpları yaşamadan hukuki destek alabilmekte, çoğu durumda ise hapis cezası ile karşılaşmamaktadırlar.